Showing posts with label pera müzesi. Show all posts
Showing posts with label pera müzesi. Show all posts

Sanat Şehri Düsseldorf...

Sayısız sanat galerisi, onlarca müze, sergi salonu, iki opera, hayranlık uyandıran bir konser salonu, açıkhava sanat uygulamaları vs..derken Düsseldorf  sanat şehri tanımını fazlasıyla hakediyor.
Şimdi gözlem ve ziyaretlerimden yola çıkarak şehirde bir sanat turu atalım...

Benim için şehirdeki en önemli mekanlardan biri TONHALLE. Düsseldorf Senfoni Orkestrası'na ev sahipliği yapan mekan kubbe tasarımıyla mükemmel bir akustiğe sahip.
Burada dinleme şansına sahip olduğumuz konser karizmatik şef Axel Kober yönetiminde ve Mezzosoprano Susan Maclean eşliğinde Düsseldorf Symphoniker konseri. Bach...Mahler ...ve Bruckner... Hiçbir zaman unutamayacağımız eşsiz bir konser izliyor ara verildiğinde fuaye barında gayet şık ve elit sanatseverleri gözlemleyerek o ana dek farketmediğimiz bir yüzüyle tanışıyoruz şehrin...
(Küçük bir not: Buraya gelmek planlarınız arasındaysa 13-130 euro arasında değişien konser biletlerinden o sırada bulabildiğiniz en uygun fiyatlıyı çekinmeden alabilirsiniz. Salonun şekli itibarı ile hiç görüntü ve ses kaybı olmadan hemen hemen heryerden keyifle izlemek mümkün...) 


 Modern sanatlar ağırlıklı bir şehir aslında Düsseldorf. Müzeleri bile sanatın modern temsilcilerinin eserleriyle dolu. Kunsthalle, K20 ve K21, KIT Kunst Im Tunnel hep modern eserlere ev sahipliği yapıyor.
Museum Kunst Palast, Stadtmuseum, Goethe Museum, gibi farklı alternatifler ve bunlar da yetmezse sadece yarım saat uzaklıkta çevre şehirlerde de birçok müze ve sergi imdada yetişiyor...
Ben tercihimi K20'den yana kullandım ve seçimimden de gördüklerimden de çok memnunum...

Bir de sokaklarda görülenler var tabi. Heykeller, sokak sanatı örnekleri -Türkiye'de pek alışık olmadığımız üzere- galeri vitrinleri... Biraz da onlara göz atalım...
Altstadt'ta gezinirken rastlayacaksınız onlara...

Altstadt'ın ara sokaklarında birçok galeri var. Doğrudan sanatçılara ait hem atölye hem galeri mekanlar da mevcut ki bunlar gerçekten görülmeye değer...

Heykeller değil, hemen ardından ışık sızan camlara dikkatinizi çekmek isterim. Kunsthalle'ın altında yer alan gündüz müze kafe gece dans pisti bir mekan: Salon des Amateurs. Daha önce benzerini Viyana'da gördüğümüz bu mekana günler ve programımız uymadığı için maalesef biz hep dışarıdan başmak zorunda kaldık ama takip ettiğim kadarıyla güzel DJ performansları oluyor, bir gece uğramak lazım... 



Bir benzin istasyonu ve üzerinde katlı otopark. Ama bakın buradan bile sanatsal birşeyler çıkmış...
Carlsplatz civarında gezinirken çıkacak karşınıza...

Son olarak vaktim elverdiğince gezdiğim galeriler var bahsetmek istediğim...

Sies + Höke Galerie - Claus Föttinger. Fotoğraflar asetat ve ışıkla birleşip farklı dekoratif objelere dönüşüyor bu sergide... Etkileyici.

Thomas Struth - Fotoğra Sergisi. Doğada çekilen jungle fotoğraflardan etkilendiğimi söyleyemem ama geçmiş yıllarda Almanya sokaklarından perspektif kareler ile oluşturduğu koleksiyon çok başarılıydı...
 ...
Son olarak -ve iyi ki- gezdiğim Markus Lüpertz Sergisi @ Geuer & Breckner Galerie...
Son derece güzel resimleri ve heykellerini bir bir inceleyip birkaçını da satın alabilmek istedim ama inanın çok pahalıydılar...  Bari kendimi şöyle avutayım: Neyse artık, bir dahaki sefere!...

Pera Müzesi Kendini Aşıyor...

Art arda birbirinden güzel sergilere imza atan Pera Müzesi sergi bombardımanına devam ediyor. Daha Çarlık Rusyası'ndan Sahneler'e doyamamışken bir de Frida & Diego eklendi!
Sadece resimleri değil yaşantısı ile de ilgi toplayan Frida Kahlo ve Diego Rivera'nın Gelman koleksiyonu'ndaki eserleri 20 Mart'a kadar Pera Müzesi'nde olacak.
Bugün gidip gördüm; çok bilindik birkaç eseri, günlükleri, kolajları ile gayet güzel bir sergi olmuş. Ama ne yalan söyleyeyim Çarlık Rusyası sergisi o kadar etkili ve güzel ki, diğer herşey biraz gölgede kalıyor...
Ancak bu kadar güzel seçimler yapan Pera Müzesi'nin hakkını da vermek lazım. Hem sergiler hem söyleşi ve müzik dinletisi gibi etkinlikleriyle şu sıralar en favori etkinlik mekanım. Her fırsatta oradayım...

Üç Sergi...Bir Dinleti... Sanatla Güzelleşen Bir Beyoğlu Günü...

Bu ılık ve güneşli güzel Cumartesi gününü Beyoğlu'nda sergi gezmeye ayırıyoruz...
İlk durağımız Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi'ndeki sergi;
Past, Present, Future... Geçmiş, şimdi, gelecek...

Yerli ve yabancı farklı dönemlere ait birçok farklı tarzda eser bu sergide buluşmuştu. Daha önce Viyana ve Verona'da da sanatseverlerin karşısına çıkan sergide tabii ki biz yine klasik sanatın temsilcilerini çok beğendik. Elimde değil bu C Print baskılar, video-artlar, yerleştirmeler bana çok şey ifade etmiyor... Ama bu sergideki çeşitlilik ve denge çok hoştu gerçekten...
Antonio Donghi'nin Jonglör(1936) ve Giovanni Gerolamo Savoldo'nun Flütlü Genç Erkek Portresi(1525) adlı eserlerini çok sevdik... 
Bu aralar Beyoğlu'na yolu düşenlerin sergiye uğramalarını tavsiye ederim...
İkinci durağımız Pera Müzesi; burada bugün gezeceğimiz iki sergi var. Birincisi;
Çarlık Rusyası'ndan Sahneler...
Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu sergiye tekrar gidip her bir tabloyu daha ayrıntılı incelemek için can atıyorum! Resmen büyülendim. Hepsi birbirinden güzel eserlere müzede iki kat ayrılmış.
Nikolay Kasatkin, Öksüzler (1891)

Nikolay Yaroşenko, Salıncakta (1888)

Vasiliy Maksimov, Gelecek Hayali (1868)

Nikolay Yaroşenko, Bilinmeyen bir Kadının Portresi (1893)
İşte özellikle yukarıdaki iki eser benim için günün anlam ve önemidir, başka da birşey demiyorum. Daha o kadar çok hayran olunacak eser var ki aslında... Sergi aynı zamanda Rus yazarların başyapıtlarını okuyormuşçasına hikayelerle dolu...
Sırada son sergi var:
Csontvary...



Çarlık Rusyası hazinesinden sonra biraz hafif geldi itiraf ediyorum ama yine de güzel... Özellikle yaptığı gezilerden Balkanlar sahneli resimleri çok masalsı ve çoşkulu...parlak ışığıyla neşe veriyor bakarken insana...
Bu kadar güzel şeye baktıktan sonra sıra şimdi kulaklarda. Pera Müzesince düzenlenen müzik dinletisinde Ufuk- Bahar Dördüncü kardeşlerin dört el piyano dinletisi var.
Biraz müzik biraz sohbetle çok samimi bir ortamda harika bir akşam geçiriyoruz. Geceyi ikilinin yeni çıkardıkları Macar Dansları albümünü imzalatarak mutlu mesut tamamlıyoruz...