Showing posts with label ipucu. Show all posts
Showing posts with label ipucu. Show all posts

Seyahat Çantamın Vazgeçilmezleri...


Öyle bomboş, aylak bir anıma denk geldi, çantamın vazgeçilmezlerini yazayım dedim. Bakarsın içinden birşeyleri uygun bulur sen de çantana eklersin ya da bunların dışında sen bana başka birşey daha önerirsin ilaveten..

İşte benim listem...

Bir numara.
Şehir Defteri.
Bir şehir için plan yapılıp uçak bileti alındıysa ilk iş o şehir için bir defter tahsis edip plan programla ilgili notlar almak. Önce şehri bölgelere ayırırım sonra her bölgede yapılacak, görülecek, tadılacak, alınacak vs. her ne varsa alt alta sıralayıp detaylandırırım. Uçaktan inip konaklayacağım yere ulaşmaktan, bulunduğum döneme ait etkinlik takvimine kadar hiçbir ayrıntıyı da atlamam. Peki bu liste nerelerden ve nasıl mı toplanır? Aynen böyle senin gibi blog okuyarak! Bol bol seyahat blogu okurum, asla hep aynılarını değil; her seyahat için başka başka, çok çok.. Birçok farklı deneyimden kendim için uygun olanları seçer kendi özel karışımımı oluştururum. Sonuçta okuduklarımdan farklı, bambaşka ve bana özel bir program çıkar ortaya. Benim tecrübelerim de başkalarına yarasın diye seyahat sırasında da defterime bol bol not alırım. İşte bu yüzden rengi, modeli gidilecek şehrin havasına ayarlı özenle seçilen şehir defteri önemli; çantaya ilk o girmeli..

iki.
Saatim:Atop
Şimdiye kadar seyahatlerimi takip ettiysen zaten onu yanıma almadan gitmediğimi muhtemelen biliyorsun. Ama neden bu saati ...YAZININ DEVAMI

Roma'da Yerelliğin Kanunları...




Bu kadar yoğun turist alan Roma’da ‘turist kalmak’ olası görünse de ‘şehir yerlisi’ takılabilmek de imkansız değil.. Sadece birkaç ipucu ve yerelliğin olmazsa olmazlarına ihtiyacın var ki, işte onlar da burada!

- Unutma! Gittiğin mekanda etrafındaki herkes hararetle İtalyanca konuşuyorsa yemek için doğru yerdesin demektir. YAZININ DEVAMI...

Amsterdam Yeme-İçme Notları...



Gitmeden önce şehre dair okuduklarım yeme-içme konusunda 'fazla ümitlenme!' diye bağırıyordu adeta.. Bunu sorun etmeden ama fazla da beklentiye girmeden gittiğim Amsterdam'dan gayet güzel yeme-içme deneyimleri ile döndüm diyebilirim.
Nerelere gittim, neler yiyip içtim, sorularının cevapları ve yeme içmeye dair aldığım notlara dönersek,
önce en beğendiğim üç mekanda akşam yemeklerinden başlamak isterim:

Cau: Izgara et yemeği kafamıza koyduğumuz bir akşam     YAZININ DEVAMI...

İki kahve lütfen!..

Şehirler geziyoruz, kültürler tanıyoruz... Gün boyu sokakları arşınlıyor yoruldukça en keyifli molaları veriyoruz şehrin en güzel kafelerinde...
İki kahve lütfen!… Gezerken gün boyu kimbilir kaç kez kuruyoruz bu kısa cümleyi…
Tam doğrusunu sõyleyemesem bile bulunduğum ülkenin dilinde söylüyorum ben illa ki. Bazen gülüyorlar bazen de tam doğrusunu söyletene kadar uğraşıyorlar..Ama hoşlarına gidiyor eminim..Çünkü benim çok hoşuma gidiyor :-)

Öyle uzun, kibar 'bir fincan kahve rica edebilir miyim, lütfen?'e filan bence hiç gerek yok. En kestirme haliyle istemeli kahveyi.. Küçük hatalar olsun ki, oradan sohbet doğsun, eve dönünce hatırlanacak anılar kalsın...


İşte bazı ülkelerden en kestirme kahve siparişleri...
Twee koffie alstublieft… /Hollanda
To kaffe, bedes… / Danimarka
Dos cafés, por favor… /İspanya
Due caffè, per favore…/ İtalya
Zwei Kaffee, bitte… / Almanya
Deux cafés, s’il vous plaît… /Fransa  
...Siz de deneyin, hem keyif alacaksınız hem de siparişi alan kişiyi mutlu edeceksiniz, eminim :-)