Showing posts with label Viyana. Show all posts
Showing posts with label Viyana. Show all posts

Zamanının Ötesinde Bir Sanatçı...

Onunla daha önce Art Collection iskambil kağıtları sayesinde tanışmıştım. Yurtdışından aldığımız, üzerinde ünlü sanat klasiklerinin olduğu oyun kağıtlarında ünlü meyveli çalışmalarından biri vardı. Ama açıkçası o kadar da üzerinde durmamıştım. Ne zaman ki Viyana Sanat Tarihi Müzesi'nde birden bire karşıma çıktı, işte o zaman kalakaldım 'nasıl olur' diye... Guiseppe Arcimboldo'nun 1563'te yaptığı Summer ve Winter tabloları; 1566'da yaptığı Water ve Fire tabloları karşımdaydı. Bu kadar sıradışı bir sanatçıyı nasıl esgeçmiştim yıllardır? Döneminin sanatçılarından nasıl farklı bir dünyası vardı? Nasıl bir ruh hali, nasıl bir kafa ona bu sıradışı tabloları yaptırdı?..
Döndükten sonra hakkında araştırma yapıp Viyana'dan aldığım Arcimboldo kitabını da yalayıp yuttum. Şimdi burada sanat tarihi dersine girmek istemiyorum ama resimlerden birine tıklayıp dikkatle incelediğinizde zaten onu ve eserlerini tanımayı isteyecek ve araştıracaksınız..En azından şu yukarıdaki resme bakın; imzasını ve eser tarihini bizzat eserin kendisi haline getirmiş açıkça deli bir adam! (Bu eseri çıplak gözle görmek harikaydı...)


Water müzede gördüğümüz eserlerden biriydi... Aslında birçok tablosunun birkaç versiyonu var. Sanırım kafayı bir konuya takıyor ve daha mükemmelini arıyor, durmadan deniyor... Bir tabak meyveyi önüne koyup saatlerce, günlerce dalıp gittiğini görür gibiyim. Herkesin gözünün önünde duran sıradan şeyleri başka bir gözle görebilmek!...
Bu çiçekli çalışma aslında imparator II.Rudoph'un betimlemesidir. Bir imparator için ne sıradışı bir portre değil mi...
Fire, müzede gördüğümüz bir diğer çalışmasıydı...
Şimdi bizler için bile çook fantastik olan bu çizimi 1500'lerde nasıl düşünür, nasıl yapar?..
Şimdilerde başarılı illustrasyon sanatçılarından bu tarz çalışmalar, hayalgücünün sınırlarını zorlayan çalışmalar görebiliyoruz ama 1500'lü yıllar için bunlar çok fazla! Hatta delilik sınırında...
Aynı zamanda sarayın sanat yönetmeni, sahne tasarımcısı olarak da çalışan Milano doğumlu sıradışı sanatçı Arcimboldo'nun diğer eserlerini de görebilmek için bundan böyle gittiğim Avrupa şehirlerinde, müzelerde onun izini süreceğim...Tıpkı Renoir gibi...

Gündüzleri bir müzede 'cafe'yim, geceleri 'dans pisti'yim...

...diyor Cafe Leopold. Bir kulak kabartalım, bakalım ne anlatıyor:



Viyana'nın merkezinde, 'MuseumsPlatz' denilen bölgede Leopold Müzesi'nin avlusu burası. Leopold Müzesi Gustav Klimt gibi, Egon Schiele gibi modern sanatın önemli isimlerinin eserlerini barındıran önemli bir müze. Koleksiyon ve sergileri gezerken arada dinlenmek, birşeyler içmek isteyenler avludaki basamakları tırmanıp buraya, Cafe Leopold'a ulaşırlar.
Gündüz saatlarinde sıcak ve soğuk içecekler, hafif atıştırmalıklar tercih edilir konuklarımız tarafından. Müzik hoş ve sakindir...
Saatler ilerler ve akşam olunca müze kapanır. Müzeler bölgesinden yavaş yavaş el ayak çekilir. Turistler, öğrenciler, şık giyimli sanat takipçileri başka yerlerdedir şimdi...
Cafe Leopold'da başka türlü bir heyecanın beat'leri duyulmaya başlar giderek yükselerek! Şimdi müzik başroldedir. İş çıkışı arkadaşlar toplanır, rahat ve eğlenceli giysili genç nüfus ortama akmaya başlar. Müzik gittikçe yükselir...
Haftanın her gecesi farklı bir elektornik müzik etkinliğine sahne olur Cafe Leopold. Ünlü DJler gelir, albüm lansmanları, ünlü labelların geceleri düzenlenir.
Gündüz müzeye gelen bir turistin şans eseri yolu buraya düşerse bir gece, ne kulaklarına ne gözlerine inanamaz asla! Farklı bir deneyimdir Cafe Leopold, Viyana gecelerinde sizi bekleyen. Viyana gece yaşamı içinde çok bilinen ve tercih edilen ama elektronik müziksever bir turist için gizli bir köşedir. En sakin geçecek bir pazartesi gecesinin bile kurtarıcısıdır...
Viyana'ya doğru bir yolculuk planınız varsa eğer, gitmeden aylık Cafe Leopold programına gözatmakta fayda var. Oldu da bakamadınız, geceyarısı en azından otelinize gitmeden önce bir içecek için uğrayabilirsiniz. Issız müze avlusunda yürümekten çekinmeyin, müzik sesini takip edin, yeter! Asla pişman olmayacaksınız...
Aylık program için:

http://www.cafe-leopold.at/?n=1

Albertina Museum...

Viyana'da müze gezmek niyetindeyseniz Albertina'yı es geçmeyin derim. Ben 2009 sonunda gitme şansı buldum ve o muhteşem Empresyonizm sergisini gezebildim. Aynen bizdeki müzelerde olduğu gibi yılın farklı zamanlarında farklı konulu sergilere ev sahipliği yapan bu muhteşem müzenin tabi ki daimi koleksiyonları da var. Daimi koleksiyonu da hiç yabana atılır cinsten değil; Claude Monet'den Renoir'a, Picasso'dan Marc Chagall'a, Edvard Munch'a uzanan rüya gibi bir koleksiyona sahip. Ben en sevdiğim ressam olan Renoir'in tabloları önünde gözlerim hafif nemli dakikalarca kalakaldım..Müzede gördüğüm eserler arasında benim için en önemlileri şunlardı:
- Jean Renoir Sewing, 1900 (Pierre Aguste Renoir)
- Woman with a Parasol in a Garden, 1875-76 (Renoir)
- Villenevue les Avignon, 1901 (Renoir)
- On the Banks of the Siene at Rueil, 1879 (Renoir)
- Portrait of a Young Girl, 1879 (Renoir)
- Snow at Vaugirard 1879, (Paul Gaugin)
- Portrait of a Young Woman, 1868 (Eduard Monet)
- Jane Avril, 1893 (Henri de Toulouse)
- Portrait of a Farmer, 1905-06 (Paul Cezanne)
- Portrait of Jaachim Gasquet, 1896-97 (Paul Cezanne)
Müze 10:00- 18:00 saatleri arasında açık ve giriş ücreti 9.50 Euro. Kahvaltıdan hemen sonra, henüz Viyana sokaklarında yorulmamışken gitmenizi tavsiye ederim. Yorulunca müzenin kafesinde soluklanabilirsiniz ama bence dışarı çıkın ve hemen yolun karşısındaki Mozart Cafe'de harika bir kahve için. Dinlendikten sonra yine aynı biletle içeri girip kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Empresyonizm sergisi 14 Şubat 2010'da bitiyor, ama Andy Warhol Cars sergisi Mayıs'a kadar devam edecek.
İş ya da turistik, her ne amaçla olursa olsun farklı bir şehre giden herkes en azından bir önemli müze gezmeli bence. Hele ki Viyana gibi kültür ve sanatın vahası bir şehirdeyseniz buna özellikle vakit ayrılmalı... Albertina buna değer bir müze.
Adı bile ne kadar zarif: Albertina!..