Showing posts with label Gaziantep. Show all posts
Showing posts with label Gaziantep. Show all posts
Bu da Benim Gaziantep'im...
Bilenler bilir, gezdiğim şehirleri 'Standart Turist Şablonu'yla gezmekten hoşlanmam. Her gittiğim yeri olabildiğince kendi tarzımla gezer, kendimce farklı özellikleri keşfetmeye çalışır, illa ki çok seveceğim detaylar bulup cımbızla çeker şehirle aramda kurduğum özel bağa itina ile yapıştırırım.. Bir şehri anlamak, yaşamak ve sevmek için biraz emek sarfetmek gerekir bazen.. Bazen de buna hiç gerek kalmaz daha adım atar atmaz seni kucaklayan şehir sevdiriverir kendini.. İşte Gaziantep bu ikinci şık: kendini hemen sevdiren cinsten..Şehre ayak basar basmaz beni beklediğim Gaziantep algısından koparıp, hiç ummadığım sürprizlerini önüme sererek resmen ters köşe yapması ve aramızdaki yıldırım aşkı işte bu yüzden..
Alışıldığı üzere genelde herkesin kalbine giden yolu 'mide' üzerinden kateden Gaziantep, benim kalbime giden yol için şu güzergahı kullandı:YAZININ DEVAMI
Gaziantep Gezi Notları...
Çok seveceğimden çok emin geldim Gaziantep'e...
Hiç de yanılmadım...
Uçaktan iner inmez yüzüme vuran 35 derecelik havasıyla sımsıcak karşıladı beni...
Tek başıma seyahat etmenin keyifle karışık tuhaf tedirginliği, beni 10 TL. ye şehir merkezine götürecek Havaş servisine binip etrafımdaki diğer insanlara baktığım anda kaçıp gitti.. Hem zaten sadece ilk gün yalnızım; sonraki günler alışıldığı üzere iki kişiyiz... diye başlayarak uzun uzun masal gibi anlatacağımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz!.. Dopdolu bir şehir Gaziantep, hakkında yazacak o kadar çok şey var ki, direkt konuya girip yapılacakları, mekanları alt alta sıralamazsam işin içinden çıkamam..
Onun için haydi buyrun başlayalım:
YAZININ DEVAMI...
Etiketler:
Gaziantep,
Gaziantep gezi Notları,
İmam Çağdaş,
Katmerci Zekeriya,
Türkiye,
yeme-içme,
Zeugma
Halfeti, Sen Masalsın...
Aslında dört günlük Gaziantep seyahatinde şehirden uzaklaşmak kafamızda yoktu.. Başka yere gitmeyecek, şehri olabildiğince keşfedecektik.. Ancak çevreden gelen 'buraya kadar gelmişken Halfeti'ye gitmemek olmaz' baskısına daha fazla dayanamayarak Cumartesi gününü bu masal diyarına ayırmaya karar verdik..
İlk planımızda araç kiralayarak gitmek, aynı anda Zeugma antik kentini de gezmek vardı ama şartlar müsait değildi. Araba kiralama firmalarının hepsinden ya araç kalmadı ya da bir günlük araç vermiyoruz cevabı alınca Halfeti'ye gitme işi de inada binmiş oldu!..
Madem araç yok o zaman en yerel şekliyle, en maceralı şekliyle, minibüslerle gidilecek!..
YAZININ DEVAMI...
Etiketler:
Batık Minare,
Fırat nehri,
Gaziantep,
gezi notları,
Gülbaba,
Halfeti,
Halfeti Gezi Notları,
Palıcan Kebabı,
Rum Kale,
Şanlıurfa,
Savaşan Köyü,
yeme-içme
Subscribe to:
Posts (Atom)