Gelecek ay Roma'ya gidiyorum yine..
İlk seyahatimi hatırlıyorum Roma'ya yıllar önce. İki gün kalıp pek de sevmemiştim. Ama Roma öyle bir şehir ki, sonra sonra anladım kıymetini; canım çekti yine gittim. Gittikçe sevdim, gezdikçe gezdim..
Daha geçen yıl arşınladım tüm sokaklarını ama işte, yine özledim :-)
Öyle bir şehir ki bu, sokaklarında dolaşmak zamanda kaybolmak demek. Sen yürüyorsun tarih de yanında yürüyor.
Parkta çimlere oturup elinle toprağı eşelesen bir tarihi eser takılır eline, kesin! Boyaları dökük binaları, eski sokakları, evleri, tarihi fırınları yıllar öncesine götürüverir, farketmezsin... Hele bir Kolezyum'u gör; artık hangi zamandasın, kimsin, hiç bilemezsin..
İşte onun için bu kez hiç plansız, birkaç giysi, bir defter bir de seni alayım yanıma, kaygısız gezeyim. Sen de gel diyorum, çünkü senin hesabın kuvvetli, benim gibi zamanda kaybolmazsın. Nerede olsam bana hep zamanı hatırlatırsın. Roma'da zamanda kaybolursam eğer beni bir tek sen kurtarırsın..
Haydi gel, takayım seni koluma gezelim Roma'yı birlikte baştan başa.. Gelir misin?..