Amsterdam'da..
Bu güzel dükkanın kapısının önündeki şu küçük tezgahta altı tane porselen tabak vardı. Mavi tipografik desenli, el boyaması ve zarif..Hiç unutmuyorum 48 Euro idi fiyatı. Tabakları beğendim, kafamda evdeki takımlarla kombinledim, ‘nasıl taşırım’ı düşünüyorum. Kararsız kaldım ve ‘dur şurada bir kahve içeyim sonra bakarım’ diye karşıdaki kafeye girdim. Kahvemi içerken dükkanın önünü hala görüyorum, gözüm tabaklarda.. Ama o da ne, iki hanım duruyor dükkanın önünde, tabakları inceliyorlar.. Satıcı çıkıyor..Kısa bir konuşma..sonra tabakları alıp gidiyorlar!.. Tabaktan çıkan hayat dersim: Erteleme! Çünkü O an kaçtı mı yapacak birşey yok… “Yeterince istememişim demek ki, kısmet değilmiş meğer, belki de yolda bir tanesi kırılacaktı da çok üzülecektim’ diye kendimi teselli ederek üstüne bir fincan kahve :-))) (Mart 2013) (Amsterdam Shopping…’da)