Bugün çok daha erken kalkıp Como Gölü'ne gidiyoruz. Sabah saat 8'de Centrale tren istasyonundayız. Fakat biz farklı bir yoldan gidiyoruz Como'ya...Pek bilinmeyen bir yoldan...Pek tercih edilmeyen yoldan... En güzel yoldan... Como günümüzle ilgili ayrıntıları Como Gölü yazımda bulabilirsiniz. Çünkü o, başka bir hikaye ve başka bir günde anlatılmalı :-)
Sabah Centale istasyonunda başlayan Como maceramız gece tam 22.23'te Cadorna istasyonunda son buluyor ama sanmayın ki bu gecenin sonu..Yarın Milano'da son günümüz ve bu gece böyle bitemez!Otele uğrayıp pratik bir şekilde üzerimizi değişip tazeleniyoruz. Artık biliyorsunuz, Brera sadece birkaç sokak ötede; o zaman istikamet Brera!Hemen gidip o güzel sokaklarında bir tur atıyoruz. Pazar olması nedeniyle daha sakin ama yine çok güzel. Biraz acıkmışız, hemen küçük panzerotticimize gidip birer tane alıyor ve Piccolo tiyatrosunun karşısındaki sokak satıcılarının karşısında merdivenlere oturup yiyoruz. Akşamları Brera'da el sanatları satan satıcılar, önünde bir küçük sehpa, müşteri bekleyen falcılar(!) ve bir de imitasyon mücevher ve çanta satıcıları oluyor. İmitasyonlara hiç yanaşmayıp sokak sanatçılarının yaptığı resimlere ve tesadüfen müşteri yakalamış falcıların komik hallerine bakarak ilerliyor sevimli mekanımız Bar Brera'ya ulaşıyoruz. Bu akşam oturacak yer var; hemen bir masaya oturup siparişimizi veriyoruz: Due Cafe Americano, Due Limoncello, Un Acqua Minerale Frizzante...
Seyahatimiz boyunca tüm mekanlarda dilimiz döndüğünce İtalyanca anlaşmaya çalıştık. Bu hem kendimizi daha buralı hissettiriyor hem de muhatap olduğumuz herkesçe çok sempatik bulunuyor, sevgiyle karşılanıyordu... Nefis kahvemiz ve likörlerimiz eşliğinde etrafı seyredip günün kritiğini yapıyoruz. Artık otele dönüp valizleri toplama vakti...