26 Şubat gecesi Babylon'dayız... Çok karanlık şeyler çalan bu yakışıklı kardeşimizi dinlemeye geldik. Heyecanlıyız... Ağlamaya hazırız... Fairmont öncesinde sahne alan Gudrun Gut çok samimi, çok deneysel müziğini paylaşıyor dinleyicilerle. Hatta İstanbul'dan o kadar etkilenmiş ki, İstanbul'a özel Taksim, köprü, vs. temalı bir çalışmayı da hemen eklemiş performansına...Sevimliydi... Bu performans biter bitmez Fairmont çalmaya başlasaydı harika olurdu ama nereden geldiği, tarzı hiç belli olmayan 'tüm zamanların en kötüsü' diyebileceğim bir arkadaş kötü DJliği ve garip seçimleriyle toplanan kalabalığı dağıtmayı başardı! Fairmont çalmaya başladığında artık benim için çok geçti, dağıldım bir kere.. Aslında ilk iki parçası ve son çaldığı parçayla Fairmont beni fethetmeyi başardı ama yine de tam umduğum karanlık havayı yakalayamadım. Zaten çok da kısa çaldı, şaşırdık biraz.. Ama hemen ardından Mabbas çalmaya başladı. Kısa ama mükemmel bir set çıkardı. Bizi o mooddan aldı, break beat in en babasından parçalarla biryerlere fırlattı. Mabbas geceyi kurtardı! Fairmont diye geldik, Mabbas'la kendimizden geçtik. Bu kadar geniş yelpazede müzik yapan, ne lazımsa onu çalan, dinleyiciyi bu kadar iyi analiz eden ve modası hiç geçmeyen başka bir DJ var mı bu ülkede? İnanın hiç abartmıyorum, Mabbas forever! diyorum.