İstanbul Modern'de başlayan Hüseyin Çağlayan sergisi son günlerin en popüler etkinliklerinden biri... Kimileri 'sadece bir moda tasarımcısının çizim ve giysilerinden oluşan bir sergi' önyargısını taşıyabilir ve çok da yanılmış olur!.. 1994'den bu yana hazırladığı sezon konseptlerinin yanısıra enstalasyon ve video-art çalışmalarıyla gerçekten de -beklenenin çok ötesinde- dolu dolu bir sergi bekliyor herkesi.
En beğendiğim ve kesinlikle kaçırılmaması gereken çalışmalar;
yukarıda da bir sahnesi görülen ve Hüseyin Çağlayan ismini moda tarihine kazıyan After Words koleksiyonu enstalasyonu...
Bennu Gerede ile çalıştığı video-art çalışması Place to Passage...Ki bu çalışmanın muhteşem müziği de çalışmanın anlamına anlam katıyor...
Kapkaranlık bir odaya kurulmuş lazer şapkalı Readings... koleksiyonu enstalasyonu...
Mektup Elbise - Airmail dress...
Ve After Words'den sonra bunun daha üstünde birşey yapamaz diye düşündüğüm ve izlediğimde beni bu yorumumdan dolayı utandıran çılgın bir koleksiyon, inanılmaz bir show: One Hundred and Eleven...
After Words'de tasarım ve fonksiyonelliğin sınırlarını zorlayan, 'yaptığım işe, işte bu kadar hakimim' diye meydan okuyan Çağlayan, One Hundred and Eleven'da kendisini de aşarak neredeyse sihirbazlığa soyunuyordu!... Giysilerin kendiliğinden modeli değişiyordu! Bu defilenin finali ise son derece saf, son derece güçlü...
Vakit ayırıp muhakkak gitmenizi, hiçbir çalışmayı atlamadan tüm sergiyi gezmenizi şiddetle öneririm.
Sergi 24 Ekim 2010'a kadar devam edecek. Yine de gitme fırsatı olmayanlara www.husseinchalayan.com adresini ziyaret ederek bazı çalışamalarını buradan incelemelerini tavsiye ederim...